Birileri fena halde rahatsız bu satırların yazarının televizyon ekranlarına çıkmasına... Yıllardır hiçbir karşılık beklemeden gazetemiz "Yeniçağ Yazarı" ünvanı ile bir elin parmaklarını geçmeyen kanallarda düşüncelerimle beraber okuyucularımızın duygularını yansıtmaya gayret ediyorum. Birileri yılların emeğini hiçe saysa da okuyucularımıza olan sorumluluğunu hissettiğim için konuşmaya, yazmaya devam edeceğim. Hemen her hafta adliye koridorlarında ifade vermek, mahkeme koridorlarını mesken etmemin, saldırılara uğramamın sebebi dedemin tarla davası değil! Senelerdir ödediğim tazminat paralarını da ailemin nafakasından kesip, cebimden ödedim. kimseyede eyvallahım yok! Çok şükür artık telif ücreti de almıyorum. Neredeyse 20 yıldır yazdığım gazetemin okuyucularına duyduğum saygı ile inandığım gerçekleri yazmaya devam edeceğim. Bugünkü konumuz: "MHP durup, dururken niye tüm seçim bölgelerinde kendi logo ve listeleri ile seçime girme kararını irdelemeye" çalışacağız. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kimselerin akıl-sır erdiremediği sebepler yüzünden neredeyse "Kayıtsız-şartsız AKP'ye ve dolayısı ile Erdoğan'a teslimiyet"i belki de 50 yıl boyunca tartışılacak. Ayrıntıları ciltler dolusu kitap olur. Bugün konumuz bu olmayacak. AKP'ye teslimiyet MHP'nin neredeyse 60 yıllık geleneğine aykırı olunca ciddi puan kaybetti. Oysa 1999 da yüzde 18'i bulan MHP'nin günümüzde tek başına iktidar olması gerekiyordu. Fakat, Bay Bahçeli ne zaman MHP yükseldiyse frene bastı. 3 Kasım 2002 seçim kararı ile AKP'yi iktidara taşıdı. Baraj altında kaldı. Başta CHP Seçmeni olmak üzere yüzde 10 barajını yeniden aşması sağlandı. Türk siyaseti için "Gerekli" sanıldı. Lakin son Sinan Ateş siyasi cinayeti yüzünden MHP, yüzde 7'ye düşürülen barajında altına yüzde 5'in altına düştü. Sinan Ateş suikastinde "Sessiz kalmayı tercih eden AKP" bu faturanın bedelini ödeyeceğini gördü. MHP'yi TBMM'ye yeniden taşımak için başta büyük şehirler olmak üzere AKP listelerinden aday gösterip "Grup kurması"nı sağlamak için ciddi hesaplar yapıldı. AKP'nin maksadı önce "Parlamentoda çoğunluğu" sağlamaktı. Ve kendi adıma bunu televizyon kanallarında katıldığım programlarda anlatıp, yorumladım. Bu düşüncelerim Balgat'taki MHP Genel Merkezinde rahatsızlık yarattığını biliyorum. Dahası bazı televizyon kanallarına "Bir daha Yavuz Selim Demirağ'ı ekrana çıkarmayın" baskısında bulundular. Bir kısmı da buna boyun eğdi. Gelelim MHP'nin son kararına: "Niçin tüm bölgelerde logo ve liste ile seçim kararına"... MHP'nin yüzde 5'in altına düştüğünün ısrarla altını çizdim. MHP yönetimi yüzde 7'yi aşabilmek için elindeki kozları yükseltip; AKP'nin bazı illerde liste çıkarmayarak oylarını MHP'ye akıtarak barajı geçmelerini sağlama kartını öne sürdü. Bence de haklılar. AKP, Hizbullah'ın 100-150 bin oyuna ihtiyacı olduğuna göre, MHP'de AKP'nin Milletvekili çıkaramayacağı bazı illerde AKP den artacak oylara ihtiyacı var.8-10 ilde AKP, MHP'yi destekleyerek yüzde 7'ye ulaşmasını sağlarken, başta büyük illerde MHP'li bazı isimlerin AKP listelerinden Milletvekili adayı gösterilmesi ile "Karşılıklı alış-veriş" gerçekleşebilecektir. Örümcek ağına sinekler düşer. Sağduyu ve feraset sahibi Türk seçmeninin söz konusu tezgaha düşmeyeceğine inanıyorum. Yarında Eskişehir'de değerli ağabeyim Orhan Kesikoğlu'nun davetlisi olarak yanında olacağım.