O CİNAYET ÇÖZÜLDÜ

GÜNDEM (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 21.04.2021 - 18:56, Güncelleme: 21.09.2022 - 11:57 1972+ kez okundu.
 

O CİNAYET ÇÖZÜLDÜ

Ortadan kaybolup, 2020 yılında öldüğü tespit edilen Orhan Karaoğlan’ın cinayet zanlılarını, 15 yıl sonra yanmış bir cesetle birlikte olay yerinde bulunan sigara izmaritleri ele verdi.
İzmir’de, 2005 yılında ailesi tarafından kayıp başvurusunda bulunulan ancak o dönem yapılan araştırmalarda izine rastlanılmayan Orhan Karaoğlan’ın boğularak öldürüldükten sonra cesedinin yakıldığı belirlenmişti. Karaoğlan’ın öldürülmesine ilişkin şüphelilerin yargılanması devam ederken, kan donduran cinayetle ilgili yeni ayrıntılar da ortaya çıktı. BABASI SERMAYE OLSUN DİYE VERDİ Ortadan kaybolduğu tarihte henüz 24 yaşında olan Orhan Karaoğlan, Denizli’de erkek kuaförü olarak çalışırken, bu işi isteksiz yapması üzerine babası kendine ait aracı Orhan Karaoğlan’a vererek satmasını ve iş kurmak için sermaye yapmasını söyledi. Karaoğlan, babasının aracını 13 bin TL’ye satarak İzmir’de H.R.Ş.’ye ait oto galeride Serkan Oğuz (45), Mehmet Yüksel (48) ve Yakup Aldemir (44) ile birlikte gayriresmi oto alım satım işi yapmaya başladı. Bu, Karaoğlan için adeta sonun başlangıcı oldu. BAYRAM ARİFESİNDE DÖNECEĞİNİ SÖYLEDİ Serkan Oğuz, Mehmet Yüksel ve Yakup Aldemir ile birlikte yaklaşık 3 ay daha oto alım satım işi yapan Orhan Karaoğlan, 2005 yılının Ramazan Bayramı'ndan birkaç gün önce babasına, İstanbul’dan bir araba alıp en geç bayram arifesinde döneceğini söyledi. Oğlundan bir daha haber alamayan baba Karaoğlan, polise kayıp başvurusunda bulundu. Yaklaşık 15 sene boyunca kayıp olan Orhan Karaoğlan’dan bir iz bulunamazken, 2020 yılının başlarında İzmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Kayıp Şahıslar Büro Amirliğinde kurulan özel ekip, dosyayı raftan indirerek adeta iğneyle kuyu kazdı. Karaoğlan’ın son görüştüğü kişiler olan Serkan Oğuz, Yakup Aldemir ve Mehmet Yüksel’in 15 Eylül 2005 ve 15 Kasım 2005 tarihli telefon kayıtlarını ve baz istasyonu bilgilerini Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan (BTK) isteyen İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, gelen raporla soruşturmayı bu 4 şüphelinin üzerinde yoğunlaştırdı. TELEFONUN SON SİNYALİ ŞÜPHELİLERLE AYNI YERDEN BTK’dan gelen raporda, Orhan Karaoğlan’a ait telefonun 26 Ekim 2005 tarihinde kapandığı ve telefonun kapanmadan önce Serkan Oğuz’un telefonu ile birlikte Bornova 2. Sanayi Bölgesinden sinyal verdiği tespit edildi. Aynı saatlerde Yakup Aldemir ve Mehmet Yüksel’in telefonlarının da aynı yerde sinyal verdiği raporu üzerine Oğuz, Yüksel ve Aldemir’i gözaltına alan ekipler, soruşturmayı çok yönlü genişletti. Mehmet Yüksel’in olayı anlatarak cesedi attıkları yeri tarif etmesi üzerine, Manisa’nın Salihli ilçesi Kumdere mevkiinde yapılan aramada yanmış ve tanınmaz halde bir erkek cesedi bulundu. Mehmet Yüksel, cesedin kolundaki bileklik ve parmağındaki yüzükten cesedin Orhan Karaoğlan’a ait olabileceğini söyledi. KÖMÜRLEŞME DERECESİNDE YANDI Yanmış cesedin kimliği ise İzmir Adli Tıp Kurumu tarafından belirlendi. Orhan Karaoğlan’ın babasından alınan kan örneği, yanmış cesetten alınan DNA örnekleri ile karşılaştırıldı. Yapılan ‘moleküler genetik inceleme’ sonucunda yanmış erkek cesedinin yüzde 99,99 ihtimalle Karaoğlan’a ait olduğu belirlendi. Karaoğlan’ın cesedinin yer yer kömürleşme derecesinde yandığı ifade edilen Adli Tıp Kurumu raporunda, ölüm nedeninin saptanamadığı ancak solunum yollarında is bulaşığı görülmediğinden ve kanda karbonmonoksit tespit edilmediğinden dolayı yanma olayının şahsın ölümünden sonra meydana geldiği ifade edildi. Adli Tıp Kurumu raporunda, cesette 1.50 promil etil alkol bulunduğu, zehirleyici veya uyuşturucu bir madde bulunmadığı belirtildi. 15 YILLIK SİGARA İZMARİTLERİ ELE VERDİ Olay yerinde yapılan arama sonucu elde edilen 2 adet sigara izmariti de DNA araştırması için Ankara Kriminal Polis Laboratuvar Müdürlüğüne gönderildi. Sigara izmariti üzerine bulaşmış tükürük örneğinin erkek genotip özellikte olduğu, sarma sigara izmariti üzerine bulaşmış tükürük örneğinde ise 2 farklı erkeğin genotip özelliğin karışık olarak bulunduğu belirlendi. Şüpheliler Yüksel, Oğuz ve Aldemir’den alınan DNA örnekleri, sigara izmaritlerinden alınan örneklerle uyuşunca İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 3 şüpheli hakkında “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan iddianame hazırlandı. EMNİYET KEMERİ İLE BOĞMUŞLAR İtirafıyla 15 yıl önce işlenen cinayetin aydınlanmasını sağlayan Mehmet Yüksel olay gününü, “Ben, Orhan, Serkan ve Yakup ile birlikte araçla oto galeriden çıkarak Buca Atatürk Mahallesi’nin alt tarafında bulunan ormanlık yere gittik. Orhan, kullandığı uyuşturucu haplardan dolayı kendini kaybetmeye başlamıştı. Orhan ayrıca hapın üzerine esrar ve bira da içmişti. Bir ara Serkan, Orhan’a ‘Sen nasıl benim karıma sarkarsın’ diye küfrederek elinde bulunan emniyet kemerini Orhan’ın boğazına dolayıp sıkmaya başladı. Bu sırada Yakup Aldemir de Orhan’ın ellerini tutuyordu. Bu şekilde Orhan’ı öldürdüler.” diye anlattı. “HEP BİRLİKTE CESEDİ SALİHLİ İSTİKAMETİNE GÖTÜRDÜK” Serkan Oğuz’un kendisini tehdit ederek “Seni yakarım artık bu işin içindesin” dediğini öne süren Mehmet Yüksel, “Daha sonra aynı araçla hep birlikte cesedi Salihli istikametine götürdük. Aracın direksiyonunda ben vardım. Serkan, yolda bir benzin istasyonundan 1-1.5 litre benzin aldı. Turgutlu ile Salihli arasında toprak bir yola döndük ve 3-4 kilometre bu yolu devam ettik. Issız bir yerde Serkan ve Yakup Orhan’ın cesedini tutarak araçtan indirip 5 metre kadar taşıyarak dere kenarı ile yol arasındaki boşluğa bıraktı. Serkan, aldığı benzini cesedin üzerine döktü ve çakmakla tutuşturarak cesedi yaktı. Daha sonra araçla İzmir'e döndük.” yönünde ifade verdi.
Ortadan kaybolup, 2020 yılında öldüğü tespit edilen Orhan Karaoğlan’ın cinayet zanlılarını, 15 yıl sonra yanmış bir cesetle birlikte olay yerinde bulunan sigara izmaritleri ele verdi.

İzmir’de, 2005 yılında ailesi tarafından kayıp başvurusunda bulunulan ancak o dönem yapılan araştırmalarda izine rastlanılmayan Orhan Karaoğlan’ın boğularak öldürüldükten sonra cesedinin yakıldığı belirlenmişti.

Karaoğlan’ın öldürülmesine ilişkin şüphelilerin yargılanması devam ederken, kan donduran cinayetle ilgili yeni ayrıntılar da ortaya çıktı.

BABASI SERMAYE OLSUN DİYE VERDİ

Ortadan kaybolduğu tarihte henüz 24 yaşında olan Orhan Karaoğlan, Denizli’de erkek kuaförü olarak çalışırken, bu işi isteksiz yapması üzerine babası kendine ait aracı Orhan Karaoğlan’a vererek satmasını ve iş kurmak için sermaye yapmasını söyledi.

Karaoğlan, babasının aracını 13 bin TL’ye satarak İzmir’de H.R.Ş.’ye ait oto galeride Serkan Oğuz (45), Mehmet Yüksel (48) ve Yakup Aldemir (44) ile birlikte gayriresmi oto alım satım işi yapmaya başladı.

Bu, Karaoğlan için adeta sonun başlangıcı oldu.

BAYRAM ARİFESİNDE DÖNECEĞİNİ SÖYLEDİ

Serkan Oğuz, Mehmet Yüksel ve Yakup Aldemir ile birlikte yaklaşık 3 ay daha oto alım satım işi yapan Orhan Karaoğlan, 2005 yılının Ramazan Bayramı'ndan birkaç gün önce babasına, İstanbul’dan bir araba alıp en geç bayram arifesinde döneceğini söyledi.

Oğlundan bir daha haber alamayan baba Karaoğlan, polise kayıp başvurusunda bulundu.

Yaklaşık 15 sene boyunca kayıp olan Orhan Karaoğlan’dan bir iz bulunamazken, 2020 yılının başlarında İzmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Kayıp Şahıslar Büro Amirliğinde kurulan özel ekip, dosyayı raftan indirerek adeta iğneyle kuyu kazdı.

Karaoğlan’ın son görüştüğü kişiler olan Serkan Oğuz, Yakup Aldemir ve Mehmet Yüksel’in 15 Eylül 2005 ve 15 Kasım 2005 tarihli telefon kayıtlarını ve baz istasyonu bilgilerini Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan (BTK) isteyen İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, gelen raporla soruşturmayı bu 4 şüphelinin üzerinde yoğunlaştırdı.

TELEFONUN SON SİNYALİ ŞÜPHELİLERLE AYNI YERDEN

BTK’dan gelen raporda, Orhan Karaoğlan’a ait telefonun 26 Ekim 2005 tarihinde kapandığı ve telefonun kapanmadan önce Serkan Oğuz’un telefonu ile birlikte Bornova 2. Sanayi Bölgesinden sinyal verdiği tespit edildi.

Aynı saatlerde Yakup Aldemir ve Mehmet Yüksel’in telefonlarının da aynı yerde sinyal verdiği raporu üzerine Oğuz, Yüksel ve Aldemir’i gözaltına alan ekipler, soruşturmayı çok yönlü genişletti.

Mehmet Yüksel’in olayı anlatarak cesedi attıkları yeri tarif etmesi üzerine, Manisa’nın Salihli ilçesi Kumdere mevkiinde yapılan aramada yanmış ve tanınmaz halde bir erkek cesedi bulundu. Mehmet Yüksel, cesedin kolundaki bileklik ve parmağındaki yüzükten cesedin Orhan Karaoğlan’a ait olabileceğini söyledi.

KÖMÜRLEŞME DERECESİNDE YANDI

Yanmış cesedin kimliği ise İzmir Adli Tıp Kurumu tarafından belirlendi.

Orhan Karaoğlan’ın babasından alınan kan örneği, yanmış cesetten alınan DNA örnekleri ile karşılaştırıldı.

Yapılan ‘moleküler genetik inceleme’ sonucunda yanmış erkek cesedinin yüzde 99,99 ihtimalle Karaoğlan’a ait olduğu belirlendi.

Karaoğlan’ın cesedinin yer yer kömürleşme derecesinde yandığı ifade edilen Adli Tıp Kurumu raporunda, ölüm nedeninin saptanamadığı ancak solunum yollarında is bulaşığı görülmediğinden ve kanda karbonmonoksit tespit edilmediğinden dolayı yanma olayının şahsın ölümünden sonra meydana geldiği ifade edildi.

Adli Tıp Kurumu raporunda, cesette 1.50 promil etil alkol bulunduğu, zehirleyici veya uyuşturucu bir madde bulunmadığı belirtildi.

15 YILLIK SİGARA İZMARİTLERİ ELE VERDİ

Olay yerinde yapılan arama sonucu elde edilen 2 adet sigara izmariti de DNA araştırması için Ankara Kriminal Polis Laboratuvar Müdürlüğüne gönderildi.

Sigara izmariti üzerine bulaşmış tükürük örneğinin erkek genotip özellikte olduğu, sarma sigara izmariti üzerine bulaşmış tükürük örneğinde ise 2 farklı erkeğin genotip özelliğin karışık olarak bulunduğu belirlendi.

Şüpheliler Yüksel, Oğuz ve Aldemir’den alınan DNA örnekleri, sigara izmaritlerinden alınan örneklerle uyuşunca İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 3 şüpheli hakkında “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan iddianame hazırlandı.

EMNİYET KEMERİ İLE BOĞMUŞLAR

İtirafıyla 15 yıl önce işlenen cinayetin aydınlanmasını sağlayan Mehmet Yüksel olay gününü, “Ben, Orhan, Serkan ve Yakup ile birlikte araçla oto galeriden çıkarak Buca Atatürk Mahallesi’nin alt tarafında bulunan ormanlık yere gittik. Orhan, kullandığı uyuşturucu haplardan dolayı kendini kaybetmeye başlamıştı. Orhan ayrıca hapın üzerine esrar ve bira da içmişti. Bir ara Serkan, Orhan’a ‘Sen nasıl benim karıma sarkarsın’ diye küfrederek elinde bulunan emniyet kemerini Orhan’ın boğazına dolayıp sıkmaya başladı. Bu sırada Yakup Aldemir de Orhan’ın ellerini tutuyordu. Bu şekilde Orhan’ı öldürdüler.” diye anlattı.

“HEP BİRLİKTE CESEDİ SALİHLİ İSTİKAMETİNE GÖTÜRDÜK”

Serkan Oğuz’un kendisini tehdit ederek “Seni yakarım artık bu işin içindesin” dediğini öne süren Mehmet Yüksel, “Daha sonra aynı araçla hep birlikte cesedi Salihli istikametine götürdük. Aracın direksiyonunda ben vardım. Serkan, yolda bir benzin istasyonundan 1-1.5 litre benzin aldı. Turgutlu ile Salihli arasında toprak bir yola döndük ve 3-4 kilometre bu yolu devam ettik. Issız bir yerde Serkan ve Yakup Orhan’ın cesedini tutarak araçtan indirip 5 metre kadar taşıyarak dere kenarı ile yol arasındaki boşluğa bıraktı. Serkan, aldığı benzini cesedin üzerine döktü ve çakmakla tutuşturarak cesedi yaktı. Daha sonra araçla İzmir'e döndük.” yönünde ifade verdi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kanalakdeniz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.