PANDEMİDE ÖLÜ YIKAMAK

SAĞLIK 03.05.2022 - 13:37, Güncelleme: 21.09.2022 - 11:57 2379+ kez okundu.
 

PANDEMİDE ÖLÜ YIKAMAK

coronavirüs hastalarının yanlarına bile yaklaşılmaktan korkulduğu pandemi döneminde, bu hastalıktan ölen onlarca kişiyi Şehir Hastanesi'nin morgunda yıkayan gassal ve imam hatipler, yaşadıkları o tüyler ürperten günleri anlattı. İmam hatiplerden Temel Burak, "Hastalık bulaşmasın diye cenazeleri yıkarken tulum, çizme giyiyor, siperlik, bone, eldiven ve 3-4 tane maske takıyorduk." dedi.
Doğu Anadolu Bölgesi’nde 13 ile hizmet veren Erzurum Şehir Hastanesi, açıldığı günden beri pandemi hastanesi olarak faaliyet gösterdi. Birçok birimin kapatıldığı, zorunlu haller dışında ameliyatların durdurulduğu hastanede coronavirüs seferberliği ilan edildi. Hastane yönetimi ve çalışanları koordineli şekilde süreci atlattı.   Vakaların azalmasıyla personel de yavaş yavaş normale dönmeye başladı. 1574 yatak kapasitesine sahip hastanenin servislerinde verilen mücadele giriş katındaki morgda da farksızdı. Hastanenin morgunda çalışan görevliler art arda ölümlerin yaşandığı günlerde tedirgin olmalarına rağmen görevlerini bir an olsun aksatmadı. Gassal ve imam hatipler, morgda kimi zaman yakınlarını veya meslektaşlarını kimi zaman da hastanede görevli sağlık memurlarını uğurladı.   Yaşlı, genç, çocuk demeden her gün hastalıktan ölen onlarca kişiyi, giydikleri özel kıyafetlerle peş peşe yıkadıklarını belirten Erzurum Şehir Hastanesi imam hatiplerinden Temel Burak (53), ölenlerle ölüp yeniden dirildiklerini söyledi. 15 yıldır, morgda imam hatip görevi yapan Burak, pandemi döneminde cenaze yıkarken, cenazelerin yakınlarıyla da mücadele verdiklerini belirtti. Pandemi sürecini anlatan Burak, “Şu anda cenaze ayda birkaç tane geliyor. Hastalık pik yaptığı dönemde coronavirüsten ölen yaklaşık 10 cenaze geliyordu. Normal ölüm hiç yoktu.   Pandeminin ilk dönemlerinde cenaze geldiği zaman yaklaşmaya korkuyorduk. Çünkü panik içindeydik. Dünyadaki panik bizde de vardı. İnsanlar birbirine yaklaşmaya korkuyordu. O dönemler bizim psikolojimiz bozulmuş durumdaydı. Eve gittiğimizde bile, ‘Acaba sabah neyle karşılaşacağız?’ diye düşünüyorduk. Cenazeyi yıkamaya girdiğimizde tulumlarımızı giyiyoruz, gözlük veya siperlikleri takıyoruz. Bone ve eldivenle ağzımıza kat kat maske takıyorduk. Nefes alamaz hale geliyorduk. Kıyafetlerimizi giydiğimizde hiç çıkarmadan peş peşe 8-10 cenaze yıkıyorduk. Bir çıkıyorduk ki su içindeyiz. O dönem biz su içmeye doyamıyorduk. Su içtiğimizde hiç içtiğimizi hissetmiyorduk.   Çünkü vücudumuzdan terle hep atıyorduk. Pandeminin ilk zamanları olan yaz dönemlerinde hele ki günde ortalama 7-8 litre su içerdik. Cenazelerden çok, yakınlarından yakınıyorduk. Çünkü vatandaşımız bilinçli değil, biz ‘uzak durun’ dedikçe onlar iyice yakınımıza geliyordu. Maske dahi takmayanlar oluyordu. ‘Maskenizi takın’ desek de hiç dinlemiyorlardı ya da ters tepki veriyorlardı. Çok zor günler geçirdik. Deyim yerindeyse ölüp ölüp dirildik. En son bir hafta önce Covid nedeniyle vefat eden 1 erkek cenaze yıkadık” diye konuştu.   ‘HER İŞLEMLERİNİ LAYIKIYLA YAPARAK UĞURLADIK’   Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nde görevli gassal Zeynep Özkan (32), pandemi nedeniyle Şehir Hastanesi morgunda hizmet vermeye başladı. 5 yıldır gassal olarak çalıştığını ifade eden Özkan pandemide yaşadıklarını şöyle anlattı:   “12 yıldır hocayım ama 5 yıldır bu işi yapıyorum. Pandemi dönemi çok zordu. Tedirgin ve panik halindeydik. İlk başladığım günler, gelen ölü sayısı her gün 1, 2, 3 derken 5’e, 6’ya kadar çıktı. Pik yaptığında ise daha çok kadın cenazesi gelmeye başladı. Özel kıyafetlerimizi giyip cenaze yıkamaya giriyordum. O kıyafetle yürümek bile zorken biz 7-8 cenazeyi peş peşe yıkıyorduk. Ağzımız, dilimiz kuruyordu. Normalde bir cenazeyi yıkamak 25-30 dakika sürüyor. Pandemide sadece giyinip hazırlanmamız 30-35 dakikamızı alıyordu.   Önlem almak zorundaydık çünkü bize bulaşacak   , eve götüreceğiz, dolmuşa biniyoruz, insanlara bulaştırırız diye korkuyorduk. Bu hastalığa 1 kez yakalandım. Yoğunlukta 2-3 gassal çalışıyorduk. 4 aydır tekim. Nisan ayında 1 kadın cenazesi yıkadım. Buradaki görevim de bitmek üzere. İnsanlar bu dünyada son olarak bizim yanımıza geliyorlar. Burada onları yıkayıp Allah’ın huzuruna gönderiyoruz. O yüzden her şeyleri dört dörtlük olsun istiyoruz. Coronavirüsten vefat edenlere de aynı özeni gösterdik. Aynı merhametle, aynı titizlikle yaklaştık. Her işlemlerini layıkıyla yaparak buradan uğurladık.”   İmam hatip Temel Burak, Atilla Temel, Muhittin Aydın, Recep Polat ve Sedat Saraç, gassal Zeynep Özkan ve temizlik görevlisi Yusuf Polat ile Ümit Şahin, kutsal bir görev yapmanın huzuru içinde olduklarını da söyledi.
coronavirüs hastalarının yanlarına bile yaklaşılmaktan korkulduğu pandemi döneminde, bu hastalıktan ölen onlarca kişiyi Şehir Hastanesi'nin morgunda yıkayan gassal ve imam hatipler, yaşadıkları o tüyler ürperten günleri anlattı. İmam hatiplerden Temel Burak, "Hastalık bulaşmasın diye cenazeleri yıkarken tulum, çizme giyiyor, siperlik, bone, eldiven ve 3-4 tane maske takıyorduk." dedi.

Doğu Anadolu Bölgesi’nde 13 ile hizmet veren Erzurum Şehir Hastanesi, açıldığı günden beri pandemi hastanesi olarak faaliyet gösterdi. Birçok birimin kapatıldığı, zorunlu haller dışında ameliyatların durdurulduğu hastanede coronavirüs seferberliği ilan edildi. Hastane yönetimi ve çalışanları koordineli şekilde süreci atlattı.

 

Vakaların azalmasıyla personel de yavaş yavaş normale dönmeye başladı. 1574 yatak kapasitesine sahip hastanenin servislerinde verilen mücadele giriş katındaki morgda da farksızdı. Hastanenin morgunda çalışan görevliler art arda ölümlerin yaşandığı günlerde tedirgin olmalarına rağmen görevlerini bir an olsun aksatmadı. Gassal ve imam hatipler, morgda kimi zaman yakınlarını veya meslektaşlarını kimi zaman da hastanede görevli sağlık memurlarını uğurladı.

 

Yaşlı, genç, çocuk demeden her gün hastalıktan ölen onlarca kişiyi, giydikleri özel kıyafetlerle peş peşe yıkadıklarını belirten Erzurum Şehir Hastanesi imam hatiplerinden Temel Burak (53), ölenlerle ölüp yeniden dirildiklerini söyledi. 15 yıldır, morgda imam hatip görevi yapan Burak, pandemi döneminde cenaze yıkarken, cenazelerin yakınlarıyla da mücadele verdiklerini belirtti. Pandemi sürecini anlatan Burak, “Şu anda cenaze ayda birkaç tane geliyor. Hastalık pik yaptığı dönemde coronavirüsten ölen yaklaşık 10 cenaze geliyordu. Normal ölüm hiç yoktu.

 

Pandeminin ilk dönemlerinde cenaze geldiği zaman yaklaşmaya korkuyorduk. Çünkü panik içindeydik. Dünyadaki panik bizde de vardı. İnsanlar birbirine yaklaşmaya korkuyordu. O dönemler bizim psikolojimiz bozulmuş durumdaydı. Eve gittiğimizde bile, ‘Acaba sabah neyle karşılaşacağız?’ diye düşünüyorduk. Cenazeyi yıkamaya girdiğimizde tulumlarımızı giyiyoruz, gözlük veya siperlikleri takıyoruz. Bone ve eldivenle ağzımıza kat kat maske takıyorduk. Nefes alamaz hale geliyorduk. Kıyafetlerimizi giydiğimizde hiç çıkarmadan peş peşe 8-10 cenaze yıkıyorduk. Bir çıkıyorduk ki su içindeyiz. O dönem biz su içmeye doyamıyorduk. Su içtiğimizde hiç içtiğimizi hissetmiyorduk.

 

Çünkü vücudumuzdan terle hep atıyorduk. Pandeminin ilk zamanları olan yaz dönemlerinde hele ki günde ortalama 7-8 litre su içerdik. Cenazelerden çok, yakınlarından yakınıyorduk. Çünkü vatandaşımız bilinçli değil, biz ‘uzak durun’ dedikçe onlar iyice yakınımıza geliyordu. Maske dahi takmayanlar oluyordu. ‘Maskenizi takın’ desek de hiç dinlemiyorlardı ya da ters tepki veriyorlardı. Çok zor günler geçirdik. Deyim yerindeyse ölüp ölüp dirildik. En son bir hafta önce Covid nedeniyle vefat eden 1 erkek cenaze yıkadık” diye konuştu.

 

‘HER İŞLEMLERİNİ LAYIKIYLA YAPARAK UĞURLADIK’

 

Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nde görevli gassal Zeynep Özkan (32), pandemi nedeniyle Şehir Hastanesi morgunda hizmet vermeye başladı. 5 yıldır gassal olarak çalıştığını ifade eden Özkan pandemide yaşadıklarını şöyle anlattı:

 

“12 yıldır hocayım ama 5 yıldır bu işi yapıyorum. Pandemi dönemi çok zordu. Tedirgin ve panik halindeydik. İlk başladığım günler, gelen ölü sayısı her gün 1, 2, 3 derken 5’e, 6’ya kadar çıktı. Pik yaptığında ise daha çok kadın cenazesi gelmeye başladı. Özel kıyafetlerimizi giyip cenaze yıkamaya giriyordum. O kıyafetle yürümek bile zorken biz 7-8 cenazeyi peş peşe yıkıyorduk. Ağzımız, dilimiz kuruyordu. Normalde bir cenazeyi yıkamak 25-30 dakika sürüyor. Pandemide sadece giyinip hazırlanmamız 30-35 dakikamızı alıyordu.

 

Önlem almak zorundaydık çünkü bize bulaşacak

 

, eve götüreceğiz, dolmuşa biniyoruz, insanlara bulaştırırız diye korkuyorduk. Bu hastalığa 1 kez yakalandım. Yoğunlukta 2-3 gassal çalışıyorduk. 4 aydır tekim. Nisan ayında 1 kadın cenazesi yıkadım. Buradaki görevim de bitmek üzere. İnsanlar bu dünyada son olarak bizim yanımıza geliyorlar. Burada onları yıkayıp Allah’ın huzuruna gönderiyoruz. O yüzden her şeyleri dört dörtlük olsun istiyoruz. Coronavirüsten vefat edenlere de aynı özeni gösterdik. Aynı merhametle, aynı titizlikle yaklaştık. Her işlemlerini layıkıyla yaparak buradan uğurladık.”

 

İmam hatip Temel Burak, Atilla Temel, Muhittin Aydın, Recep Polat ve Sedat Saraç, gassal Zeynep Özkan ve temizlik görevlisi Yusuf Polat ile Ümit Şahin, kutsal bir görev yapmanın huzuru içinde olduklarını da söyledi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kanalakdeniz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.