TEKNOLOJİ İNSAN GÜCÜYLE BİRLEŞMELİ

TEKNOLOJİ 08.04.2021 - 20:18, Güncelleme: 21.09.2022 - 11:57 2843+ kez okundu.
 

TEKNOLOJİ İNSAN GÜCÜYLE BİRLEŞMELİ

Dünyanın en büyük 7’inci hafif silah üreticisi Samsun Yurt Savunma (SYS), Canik markasıyla yılda 400 bin tabanca üretiyor. Dakikada 1 silah üreten SYS, Samsun Organize Sanayi Bölgesi’ndeki üç tesisinde 750 çalışanıyla kalite ve güvenlik konusunda sıfır hatayı hedefleyerek üretimini sürdürüyor. SYS Genel Müdürü C. Utku Aral, “Savunma sanayinde hafif silah üretimini basite almamak gerekiyor. Hafif silah ebatından dolayı toleransı en az olan sistemlerden biridir. Yüksek adetlerde üretim yapılır; o yüzden riski de çok fazladır. Üretimde yapılan hataların hem firmaya hem de kullanıcıya verdiği zararların geri dönüşü yoktur” dedi. “Ödüllerimizi yüksek kalite performansımız ve teknolojik gücümüz ile aldık” SYS’nin Canik markasıyla ürettiği tabancaların son beş yılda üç kez silah dünyasının Oscarları olarak bilinen ICA ödüllerinde ‘yılın tabancası’ seçildiğini vurgulayan Aral, şu değerlendirmede bulundu: “Hafif silah üretiminin ciddiyetle yapılması lazım. SYS’nin son beş yılda üç kez yılın tabancası seçilmesinin altında çok ciddi üretim süreçleri, kalite-performans çalışmaları var. Bunlar, tesadüfen kazanılmış başarılar değil. SYS olarak, süreçlerin en mükemmele ulaştırılması için ciddi efor sarf ediyoruz, nitelikli insan gücü barındırıyoruz. Büyük yatırımlar yapıyoruz. Teknolojimizi ve kalite kontrol altyapımızın gücünü her geçen gün artırmaya çalışıyoruz. Firmamızın içinde ‘robotik sistem yönetimi’ diye bir bölümümüz var. Kendi robotlarımızı kendimiz programlıyoruz. Bunların sebebi, hafif silah üretimini ciddiye almamız. Herkesin de endüstrimize bu gözle bakması gerekiyor.” “Farklı disiplinleri tek ekip yönetemez” SYS Genel Müdürü C. Utku Aral’ın verdiği bilgiye göre, savunma sanayinde mekanik üretim, tek başına kalite ve güvenlik sorunlarını çözmeye yetmiyor. Bir tabancanın, tasarım, patentleme gibi fikri sınai mülkiyet haklarının oluşturulmasından malzemelerin seçimi, ısıl işlemi, yüzey prosesleri, kaplamaları gibi mekanik imalata kadar birçok aşamadan geçmesi gerekiyor. Mekanik üretim; kimya ve malzemenin bir araya gelmesiyle oluşuyor ancak günümüzde SYS gibi şirketlerde elektronik de üretime dahil oluyor. Diğer bir deyişle üretim süreçlerine; yazılımdan kontrole, programlamadan paketlemeye “mekatronik” de dahil oluyor. Savunma sanayinde birçok disiplinin bir arada kullanıldığını vurgulayan Utku Aral, “Her bir branşta bağımsızlık gerekiyor. Bunlar aynı ekipler tarafından yönetilecek alanlar değil. Bu yüzden savunma sanayinde ‘böl-parçala-yönet’ sistemi zorunlu. Mekanikten elektroniğe malzemeden kimyaya tüm alanlar aynı çatı altında aynı ekip tarafından yönetilirse hata kaçınılmaz olur” diye konuştu. Uzay-havacılık ve savunma sanayinin diğer sektörlere benzemediğinin altını çizen Aral, savunma sanayinde yapılan hataların bedelinin ne boyutlara varacağını şöyle anlattı: “Savunma, uzay ve havacılık alanlarında yapılan hataların bedeli çok büyük oluyor. Bu bedel, hem canla ödeniyor hem de savunduğumuz değerlerimizi kaybetmemize neden oluyor. Savunma sanayi ve uzay-havacılık hata kabul etmiyor. Bu hataların önüne geçmenin yolu; doğru ekiplerle, doğru koordinasyonla doğru bir ekosistemin kurulmasından geçiyor. ‘Tüm branşları aynı çatı altında yöneteceğiz’ dediğimizde ürünlerde problemler ve bu problemlerden doğan sonuçlar ortaya çıkıyor.” “Bu endüstri basite alınmamalı” Dünyada hafif silah üreticilerinin üretimden kaynaklanan yaşadığı birçok sorun var. Aral, “Amerika ve Brezilya’daki kalite problemlerinden dolayı çok büyük bedeller ödendi. Yaşanan problemler, firmaların el değiştirmesi, kapanması ve üretimlerini durdurmasına neden oldu. Savunma sanayini, özelikle de hafif silah üretimini basite almak doğru değil. Yaşanan güvenlik sorunları yalnızca markaya zarar vermiyor; olaydan etkilenen tarafın veya tarafların hukuki olarak yapacağı hamleleri de beraberinde getiriyor” diye konuştu. “Mastar kontrolü olmazsa olmaz” Savunma sanayinde kalite kontrol süreçleri de çok önemli… Çok büyük adetlerde yapılan hafif silah üretimiyle, 1000-2000’li adetlerde üretim yapılan makineli tüfek, roket-füze sistemleri gibi üretimlerin kalite kontrol süreçleri aynı değil… Utku Aral’ın verdiği bilgiye göre, tabancalarda “mastar kontrolü” ana kontrol enstrümanı iken makineli tüfek ve roket-füze sistemlerinde üç boyutlu ölçüm sistemleri prosese uygun çözümler sağlıyor. Çok yüksek adette üretilen bir ürünü klasik ölçü aletleri veya üç boyutlu ölçüm cihazları kullanarak ölçmek mümkün değil. “Mekanik olarak yapılmış bir ürünün teknik resmine göre yapılıp yapılmadığının tespitini” sağlayan mastar kontrolü ile imalat hataları tespit edilebiliyor. “Robotik sistem kullanmamıza rağmen mastar kontrolünü bypass edemiyoruz. Fabrikamızda hem üretimde hem de kalite kontrolde robot kullanımı yüzde 60’lara ulaştı. Bir sene içinde robot kullanımını üretim bandında yüzde 90’lar seviyesine getirmeyi hedefliyoruz” diyen Aral, üretimlerinde robotik kullanımı yaygınlaştıracaklarını da vurguladı. Aral, “Robotun ölçemediği kısımlarda da mastar kontrolü devam ediyor. Bizim için önemli olan yüzde 100 ölçümün ve süreç kontrolünün sağlanması. Bunları yapmadığınızda bu adetlerde üretim olmuyor ve ürün güvenliğini sağlayamıyorsunuz” dedi. “Kusursuz teknoloji yok” Savunma sanayinde de kusursuz teknolojinin olmadığını belirten Aral, sözlerini şöyle sürdürdü: “Savunma sanayinde insan gücünü kalifiye olan ve kalifiye olmayan diye ikiye ayırmak gerekiyor. Savunma sanayinde kalifiye olmayan insan gücünü robot kullanımına dönüştürmek gerekiyor. Bilgisi, tecrübesi zengin, daha kalifiye personeli daha çok çalıştırmak bizim önceliğimiz olmalıdır. Kusursuz teknoloji diye bir şey savunma sanayinde yok. Uluslararası standartlarda üretim yapılarak, istenilen standartlar sağlanmış oluyor. Doğru ekosistemin kurulması, böl- parçala-yönet sistemi şart. A işini yapan B işini de yapsın denirse, sonuç sıkıntılı oluyor.” “Silah kullanıcısının da sorumluluğu var” Silahın doğru kullanımında silah sahibinin de sorumluluğu var. SYS, Canik Akademi çatısı altında hem kullanıcıya, hem kendi çalışanlarına hem de eğitmenlerin eğitimine katkı sağlıyor. “Türkiye’de kolluk ve askeri birliklerde görev yapan personel ciddi deneyim ve eğitime sahip” diyen Aral, şu değerlendirmelerde bulunuyor: “Silah sistemi tek başına kullanılan bir ürün değil. Bunun aksesuarları, kılıfları, fenerleri, optikleri bir sürü yan çözümü var. Bu yüzden tüm eğitimlerinin alınması bir silahın verimli kullanılması için önemli. Silahın bakımı ve idamesi çok önemli. Bizler bir ürünü tasarlayıp kalifiye ederken belli uluslararası standartlar çerçevesinde testler yapıyoruz. Bu testler, doğru bakım ve doğru kullanım rutinine göre yapılıyor. Eğer kullanıcı silahına doğru bakmazsa, aynı otomobilde olduğu gibi sıkıntı ve arazılar olur. Elbette kullanıcının da bu aşamada sorumluluğu var.”
Dünyanın en büyük 7’inci hafif silah üreticisi Samsun Yurt Savunma (SYS), Canik markasıyla yılda 400 bin tabanca üretiyor. Dakikada 1 silah üreten SYS, Samsun Organize Sanayi Bölgesi’ndeki üç tesisinde 750 çalışanıyla kalite ve güvenlik konusunda sıfır hatayı hedefleyerek üretimini sürdürüyor. SYS Genel Müdürü C. Utku Aral, “Savunma sanayinde hafif silah üretimini basite almamak gerekiyor. Hafif silah ebatından dolayı toleransı en az olan sistemlerden biridir. Yüksek adetlerde üretim yapılır; o yüzden riski de çok fazladır. Üretimde yapılan hataların hem firmaya hem de kullanıcıya verdiği zararların geri dönüşü yoktur” dedi. “Ödüllerimizi yüksek kalite performansımız ve teknolojik gücümüz ile aldık” SYS’nin Canik markasıyla ürettiği tabancaların son beş yılda üç kez silah dünyasının Oscarları olarak bilinen ICA ödüllerinde ‘yılın tabancası’ seçildiğini vurgulayan Aral, şu değerlendirmede bulundu: “Hafif silah üretiminin ciddiyetle yapılması lazım. SYS’nin son beş yılda üç kez yılın tabancası seçilmesinin altında çok ciddi üretim süreçleri, kalite-performans çalışmaları var. Bunlar, tesadüfen kazanılmış başarılar değil. SYS olarak, süreçlerin en mükemmele ulaştırılması için ciddi efor sarf ediyoruz, nitelikli insan gücü barındırıyoruz. Büyük yatırımlar yapıyoruz. Teknolojimizi ve kalite kontrol altyapımızın gücünü her geçen gün artırmaya çalışıyoruz. Firmamızın içinde ‘robotik sistem yönetimi’ diye bir bölümümüz var. Kendi robotlarımızı kendimiz programlıyoruz. Bunların sebebi, hafif silah üretimini ciddiye almamız. Herkesin de endüstrimize bu gözle bakması gerekiyor.” “Farklı disiplinleri tek ekip yönetemez” SYS Genel Müdürü C. Utku Aral’ın verdiği bilgiye göre, savunma sanayinde mekanik üretim, tek başına kalite ve güvenlik sorunlarını çözmeye yetmiyor. Bir tabancanın, tasarım, patentleme gibi fikri sınai mülkiyet haklarının oluşturulmasından malzemelerin seçimi, ısıl işlemi, yüzey prosesleri, kaplamaları gibi mekanik imalata kadar birçok aşamadan geçmesi gerekiyor. Mekanik üretim; kimya ve malzemenin bir araya gelmesiyle oluşuyor ancak günümüzde SYS gibi şirketlerde elektronik de üretime dahil oluyor. Diğer bir deyişle üretim süreçlerine; yazılımdan kontrole, programlamadan paketlemeye “mekatronik” de dahil oluyor. Savunma sanayinde birçok disiplinin bir arada kullanıldığını vurgulayan Utku Aral, “Her bir branşta bağımsızlık gerekiyor. Bunlar aynı ekipler tarafından yönetilecek alanlar değil. Bu yüzden savunma sanayinde ‘böl-parçala-yönet’ sistemi zorunlu. Mekanikten elektroniğe malzemeden kimyaya tüm alanlar aynı çatı altında aynı ekip tarafından yönetilirse hata kaçınılmaz olur” diye konuştu. Uzay-havacılık ve savunma sanayinin diğer sektörlere benzemediğinin altını çizen Aral, savunma sanayinde yapılan hataların bedelinin ne boyutlara varacağını şöyle anlattı: “Savunma, uzay ve havacılık alanlarında yapılan hataların bedeli çok büyük oluyor. Bu bedel, hem canla ödeniyor hem de savunduğumuz değerlerimizi kaybetmemize neden oluyor. Savunma sanayi ve uzay-havacılık hata kabul etmiyor. Bu hataların önüne geçmenin yolu; doğru ekiplerle, doğru koordinasyonla doğru bir ekosistemin kurulmasından geçiyor. ‘Tüm branşları aynı çatı altında yöneteceğiz’ dediğimizde ürünlerde problemler ve bu problemlerden doğan sonuçlar ortaya çıkıyor.” “Bu endüstri basite alınmamalı” Dünyada hafif silah üreticilerinin üretimden kaynaklanan yaşadığı birçok sorun var. Aral, “Amerika ve Brezilya’daki kalite problemlerinden dolayı çok büyük bedeller ödendi. Yaşanan problemler, firmaların el değiştirmesi, kapanması ve üretimlerini durdurmasına neden oldu. Savunma sanayini, özelikle de hafif silah üretimini basite almak doğru değil. Yaşanan güvenlik sorunları yalnızca markaya zarar vermiyor; olaydan etkilenen tarafın veya tarafların hukuki olarak yapacağı hamleleri de beraberinde getiriyor” diye konuştu. “Mastar kontrolü olmazsa olmaz” Savunma sanayinde kalite kontrol süreçleri de çok önemli…  Çok büyük adetlerde yapılan hafif silah üretimiyle, 1000-2000’li adetlerde üretim yapılan makineli tüfek, roket-füze sistemleri gibi üretimlerin kalite kontrol süreçleri aynı değil… Utku Aral’ın verdiği bilgiye göre, tabancalarda “mastar kontrolü” ana kontrol enstrümanı iken makineli tüfek ve roket-füze sistemlerinde üç boyutlu ölçüm sistemleri prosese uygun çözümler sağlıyor. Çok yüksek adette üretilen bir ürünü klasik ölçü aletleri veya üç boyutlu ölçüm cihazları kullanarak ölçmek mümkün değil. “Mekanik olarak yapılmış bir ürünün teknik resmine göre yapılıp yapılmadığının tespitini” sağlayan mastar kontrolü ile imalat hataları tespit edilebiliyor. “Robotik sistem kullanmamıza rağmen mastar kontrolünü bypass edemiyoruz. Fabrikamızda hem üretimde hem de kalite kontrolde robot kullanımı yüzde 60’lara ulaştı.  Bir sene içinde robot kullanımını üretim bandında yüzde 90’lar seviyesine getirmeyi hedefliyoruz” diyen Aral, üretimlerinde robotik kullanımı yaygınlaştıracaklarını da vurguladı. Aral, “Robotun ölçemediği kısımlarda da mastar kontrolü devam ediyor. Bizim için önemli olan yüzde 100 ölçümün ve süreç kontrolünün sağlanması. Bunları yapmadığınızda bu adetlerde üretim olmuyor ve ürün güvenliğini sağlayamıyorsunuz” dedi. “Kusursuz teknoloji yok” Savunma sanayinde de kusursuz teknolojinin olmadığını belirten Aral, sözlerini şöyle sürdürdü: “Savunma sanayinde insan gücünü kalifiye olan ve kalifiye olmayan diye ikiye ayırmak gerekiyor. Savunma sanayinde kalifiye olmayan insan gücünü robot kullanımına dönüştürmek gerekiyor. Bilgisi, tecrübesi zengin, daha kalifiye personeli daha çok çalıştırmak bizim önceliğimiz olmalıdır. Kusursuz teknoloji diye bir şey savunma sanayinde yok. Uluslararası standartlarda üretim yapılarak, istenilen standartlar sağlanmış oluyor. Doğru ekosistemin kurulması, böl- parçala-yönet sistemi şart. A işini yapan B işini de yapsın denirse, sonuç sıkıntılı oluyor.” “Silah kullanıcısının da sorumluluğu var” Silahın doğru kullanımında silah sahibinin de sorumluluğu var. SYS, Canik Akademi çatısı altında hem kullanıcıya, hem kendi çalışanlarına hem de eğitmenlerin eğitimine katkı sağlıyor. “Türkiye’de kolluk ve askeri birliklerde görev yapan personel ciddi deneyim ve eğitime sahip” diyen Aral, şu değerlendirmelerde bulunuyor: “Silah sistemi tek başına kullanılan bir ürün değil. Bunun aksesuarları, kılıfları, fenerleri, optikleri bir sürü yan çözümü var. Bu yüzden tüm eğitimlerinin alınması bir silahın verimli kullanılması için önemli. Silahın bakımı ve idamesi çok önemli. Bizler bir ürünü tasarlayıp kalifiye ederken belli uluslararası standartlar çerçevesinde testler yapıyoruz. Bu testler, doğru bakım ve doğru kullanım rutinine göre yapılıyor. Eğer kullanıcı silahına doğru bakmazsa, aynı otomobilde olduğu gibi sıkıntı ve arazılar olur. Elbette kullanıcının da bu aşamada sorumluluğu var.”
Dünyanın en büyük 7’inci hafif silah üreticisi Samsun Yurt Savunma (SYS), Canik markasıyla yılda 400 bin tabanca üretiyor. Dakikada 1 silah üreten SYS, Samsun Organize Sanayi Bölgesi’ndeki üç tesisinde 750 çalışanıyla kalite ve güvenlik konusunda sıfır hatayı hedefleyerek üretimini sürdürüyor. SYS Genel Müdürü C. Utku Aral, “Savunma sanayinde hafif silah üretimini basite almamak gerekiyor. Hafif silah ebatından dolayı toleransı en az olan sistemlerden biridir. Yüksek adetlerde üretim yapılır; o yüzden riski de çok fazladır. Üretimde yapılan hataların hem firmaya hem de kullanıcıya verdiği zararların geri dönüşü yoktur” dedi. “Ödüllerimizi yüksek kalite performansımız ve teknolojik gücümüz ile aldık” SYS’nin Canik markasıyla ürettiği tabancaların son beş yılda üç kez silah dünyasının Oscarları olarak bilinen ICA ödüllerinde ‘yılın tabancası’ seçildiğini vurgulayan Aral, şu değerlendirmede bulundu: “Hafif silah üretiminin ciddiyetle yapılması lazım. SYS’nin son beş yılda üç kez yılın tabancası seçilmesinin altında çok ciddi üretim süreçleri, kalite-performans çalışmaları var. Bunlar, tesadüfen kazanılmış başarılar değil. SYS olarak, süreçlerin en mükemmele ulaştırılması için ciddi efor sarf ediyoruz, nitelikli insan gücü barındırıyoruz. Büyük yatırımlar yapıyoruz. Teknolojimizi ve kalite kontrol altyapımızın gücünü her geçen gün artırmaya çalışıyoruz. Firmamızın içinde ‘robotik sistem yönetimi’ diye bir bölümümüz var. Kendi robotlarımızı kendimiz programlıyoruz. Bunların sebebi, hafif silah üretimini ciddiye almamız. Herkesin de endüstrimize bu gözle bakması gerekiyor.” “Farklı disiplinleri tek ekip yönetemez” SYS Genel Müdürü C. Utku Aral’ın verdiği bilgiye göre, savunma sanayinde mekanik üretim, tek başına kalite ve güvenlik sorunlarını çözmeye yetmiyor. Bir tabancanın, tasarım, patentleme gibi fikri sınai mülkiyet haklarının oluşturulmasından malzemelerin seçimi, ısıl işlemi, yüzey prosesleri, kaplamaları gibi mekanik imalata kadar birçok aşamadan geçmesi gerekiyor. Mekanik üretim; kimya ve malzemenin bir araya gelmesiyle oluşuyor ancak günümüzde SYS gibi şirketlerde elektronik de üretime dahil oluyor. Diğer bir deyişle üretim süreçlerine; yazılımdan kontrole, programlamadan paketlemeye “mekatronik” de dahil oluyor. Savunma sanayinde birçok disiplinin bir arada kullanıldığını vurgulayan Utku Aral, “Her bir branşta bağımsızlık gerekiyor. Bunlar aynı ekipler tarafından yönetilecek alanlar değil. Bu yüzden savunma sanayinde ‘böl-parçala-yönet’ sistemi zorunlu. Mekanikten elektroniğe malzemeden kimyaya tüm alanlar aynı çatı altında aynı ekip tarafından yönetilirse hata kaçınılmaz olur” diye konuştu. Uzay-havacılık ve savunma sanayinin diğer sektörlere benzemediğinin altını çizen Aral, savunma sanayinde yapılan hataların bedelinin ne boyutlara varacağını şöyle anlattı: “Savunma, uzay ve havacılık alanlarında yapılan hataların bedeli çok büyük oluyor. Bu bedel, hem canla ödeniyor hem de savunduğumuz değerlerimizi kaybetmemize neden oluyor. Savunma sanayi ve uzay-havacılık hata kabul etmiyor. Bu hataların önüne geçmenin yolu; doğru ekiplerle, doğru koordinasyonla doğru bir ekosistemin kurulmasından geçiyor. ‘Tüm branşları aynı çatı altında yöneteceğiz’ dediğimizde ürünlerde problemler ve bu problemlerden doğan sonuçlar ortaya çıkıyor.” “Bu endüstri basite alınmamalı” Dünyada hafif silah üreticilerinin üretimden kaynaklanan yaşadığı birçok sorun var. Aral, “Amerika ve Brezilya’daki kalite problemlerinden dolayı çok büyük bedeller ödendi. Yaşanan problemler, firmaların el değiştirmesi, kapanması ve üretimlerini durdurmasına neden oldu. Savunma sanayini, özelikle de hafif silah üretimini basite almak doğru değil. Yaşanan güvenlik sorunları yalnızca markaya zarar vermiyor; olaydan etkilenen tarafın veya tarafların hukuki olarak yapacağı hamleleri de beraberinde getiriyor” diye konuştu. “Mastar kontrolü olmazsa olmaz” Savunma sanayinde kalite kontrol süreçleri de çok önemli… Çok büyük adetlerde yapılan hafif silah üretimiyle, 1000-2000’li adetlerde üretim yapılan makineli tüfek, roket-füze sistemleri gibi üretimlerin kalite kontrol süreçleri aynı değil… Utku Aral’ın verdiği bilgiye göre, tabancalarda “mastar kontrolü” ana kontrol enstrümanı iken makineli tüfek ve roket-füze sistemlerinde üç boyutlu ölçüm sistemleri prosese uygun çözümler sağlıyor. Çok yüksek adette üretilen bir ürünü klasik ölçü aletleri veya üç boyutlu ölçüm cihazları kullanarak ölçmek mümkün değil. “Mekanik olarak yapılmış bir ürünün teknik resmine göre yapılıp yapılmadığının tespitini” sağlayan mastar kontrolü ile imalat hataları tespit edilebiliyor. “Robotik sistem kullanmamıza rağmen mastar kontrolünü bypass edemiyoruz. Fabrikamızda hem üretimde hem de kalite kontrolde robot kullanımı yüzde 60’lara ulaştı. Bir sene içinde robot kullanımını üretim bandında yüzde 90’lar seviyesine getirmeyi hedefliyoruz” diyen Aral, üretimlerinde robotik kullanımı yaygınlaştıracaklarını da vurguladı. Aral, “Robotun ölçemediği kısımlarda da mastar kontrolü devam ediyor. Bizim için önemli olan yüzde 100 ölçümün ve süreç kontrolünün sağlanması. Bunları yapmadığınızda bu adetlerde üretim olmuyor ve ürün güvenliğini sağlayamıyorsunuz” dedi. “Kusursuz teknoloji yok” Savunma sanayinde de kusursuz teknolojinin olmadığını belirten Aral, sözlerini şöyle sürdürdü: “Savunma sanayinde insan gücünü kalifiye olan ve kalifiye olmayan diye ikiye ayırmak gerekiyor. Savunma sanayinde kalifiye olmayan insan gücünü robot kullanımına dönüştürmek gerekiyor. Bilgisi, tecrübesi zengin, daha kalifiye personeli daha çok çalıştırmak bizim önceliğimiz olmalıdır. Kusursuz teknoloji diye bir şey savunma sanayinde yok. Uluslararası standartlarda üretim yapılarak, istenilen standartlar sağlanmış oluyor. Doğru ekosistemin kurulması, böl- parçala-yönet sistemi şart. A işini yapan B işini de yapsın denirse, sonuç sıkıntılı oluyor.” “Silah kullanıcısının da sorumluluğu var” Silahın doğru kullanımında silah sahibinin de sorumluluğu var. SYS, Canik Akademi çatısı altında hem kullanıcıya, hem kendi çalışanlarına hem de eğitmenlerin eğitimine katkı sağlıyor. “Türkiye’de kolluk ve askeri birliklerde görev yapan personel ciddi deneyim ve eğitime sahip” diyen Aral, şu değerlendirmelerde bulunuyor: “Silah sistemi tek başına kullanılan bir ürün değil. Bunun aksesuarları, kılıfları, fenerleri, optikleri bir sürü yan çözümü var. Bu yüzden tüm eğitimlerinin alınması bir silahın verimli kullanılması için önemli. Silahın bakımı ve idamesi çok önemli. Bizler bir ürünü tasarlayıp kalifiye ederken belli uluslararası standartlar çerçevesinde testler yapıyoruz. Bu testler, doğru bakım ve doğru kullanım rutinine göre yapılıyor. Eğer kullanıcı silahına doğru bakmazsa, aynı otomobilde olduğu gibi sıkıntı ve arazılar olur. Elbette kullanıcının da bu aşamada sorumluluğu var.”

Dünyanın en büyük 7’inci hafif silah üreticisi Samsun Yurt Savunma (SYS), Canik markasıyla yılda 400 bin tabanca üretiyor. Dakikada 1 silah üreten SYS, Samsun Organize Sanayi Bölgesi’ndeki üç tesisinde 750 çalışanıyla kalite ve güvenlik konusunda sıfır hatayı hedefleyerek üretimini sürdürüyor. SYS Genel Müdürü C. Utku Aral, “Savunma sanayinde hafif silah üretimini basite almamak gerekiyor. Hafif silah ebatından dolayı toleransı en az olan sistemlerden biridir. Yüksek adetlerde üretim yapılır; o yüzden riski de çok fazladır. Üretimde yapılan hataların hem firmaya hem de kullanıcıya verdiği zararların geri dönüşü yoktur” dedi.

“Ödüllerimizi yüksek kalite performansımız ve teknolojik gücümüz ile aldık”

SYS’nin Canik markasıyla ürettiği tabancaların son beş yılda üç kez silah dünyasının Oscarları olarak bilinen ICA ödüllerinde ‘yılın tabancası’ seçildiğini vurgulayan Aral, şu değerlendirmede bulundu: “Hafif silah üretiminin ciddiyetle yapılması lazım. SYS’nin son beş yılda üç kez yılın tabancası seçilmesinin altında çok ciddi üretim süreçleri, kalite-performans çalışmaları var. Bunlar, tesadüfen kazanılmış başarılar değil. SYS olarak, süreçlerin en mükemmele ulaştırılması için ciddi efor sarf ediyoruz, nitelikli insan gücü barındırıyoruz. Büyük yatırımlar yapıyoruz. Teknolojimizi ve kalite kontrol altyapımızın gücünü her geçen gün artırmaya çalışıyoruz. Firmamızın içinde ‘robotik sistem yönetimi’ diye bir bölümümüz var. Kendi robotlarımızı kendimiz programlıyoruz. Bunların sebebi, hafif silah üretimini ciddiye almamız. Herkesin de endüstrimize bu gözle bakması gerekiyor.”

“Farklı disiplinleri tek ekip yönetemez”

SYS Genel Müdürü C. Utku Aral’ın verdiği bilgiye göre, savunma sanayinde mekanik üretim, tek başına kalite ve güvenlik sorunlarını çözmeye yetmiyor. Bir tabancanın, tasarım, patentleme gibi fikri sınai mülkiyet haklarının oluşturulmasından malzemelerin seçimi, ısıl işlemi, yüzey prosesleri, kaplamaları gibi mekanik imalata kadar birçok aşamadan geçmesi gerekiyor. Mekanik üretim; kimya ve malzemenin bir araya gelmesiyle oluşuyor ancak günümüzde SYS gibi şirketlerde elektronik de üretime dahil oluyor. Diğer bir deyişle üretim süreçlerine; yazılımdan kontrole, programlamadan paketlemeye “mekatronik” de dahil oluyor. Savunma sanayinde birçok disiplinin bir arada kullanıldığını vurgulayan Utku Aral, “Her bir branşta bağımsızlık gerekiyor. Bunlar aynı ekipler tarafından yönetilecek alanlar değil. Bu yüzden savunma sanayinde ‘böl-parçala-yönet’ sistemi zorunlu. Mekanikten elektroniğe malzemeden kimyaya tüm alanlar aynı çatı altında aynı ekip tarafından yönetilirse hata kaçınılmaz olur” diye konuştu. Uzay-havacılık ve savunma sanayinin diğer sektörlere benzemediğinin altını çizen Aral, savunma sanayinde yapılan hataların bedelinin ne boyutlara varacağını şöyle anlattı: “Savunma, uzay ve havacılık alanlarında yapılan hataların bedeli çok büyük oluyor. Bu bedel, hem canla ödeniyor hem de savunduğumuz değerlerimizi kaybetmemize neden oluyor. Savunma sanayi ve uzay-havacılık hata kabul etmiyor. Bu hataların önüne geçmenin yolu; doğru ekiplerle, doğru koordinasyonla doğru bir ekosistemin kurulmasından geçiyor. ‘Tüm branşları aynı çatı altında yöneteceğiz’ dediğimizde ürünlerde problemler ve bu problemlerden doğan sonuçlar ortaya çıkıyor.”

“Bu endüstri basite alınmamalı”

Dünyada hafif silah üreticilerinin üretimden kaynaklanan yaşadığı birçok sorun var. Aral, “Amerika ve Brezilya’daki kalite problemlerinden dolayı çok büyük bedeller ödendi. Yaşanan problemler, firmaların el değiştirmesi, kapanması ve üretimlerini durdurmasına neden oldu. Savunma sanayini, özelikle de hafif silah üretimini basite almak doğru değil. Yaşanan güvenlik sorunları yalnızca markaya zarar vermiyor; olaydan etkilenen tarafın veya tarafların hukuki olarak yapacağı hamleleri de beraberinde getiriyor” diye konuştu.

“Mastar kontrolü olmazsa olmaz”

Savunma sanayinde kalite kontrol süreçleri de çok önemli…  Çok büyük adetlerde yapılan hafif silah üretimiyle, 1000-2000’li adetlerde üretim yapılan makineli tüfek, roket-füze sistemleri gibi üretimlerin kalite kontrol süreçleri aynı değil… Utku Aral’ın verdiği bilgiye göre, tabancalarda “mastar kontrolü” ana kontrol enstrümanı iken makineli tüfek ve roket-füze sistemlerinde üç boyutlu ölçüm sistemleri prosese uygun çözümler sağlıyor. Çok yüksek adette üretilen bir ürünü klasik ölçü aletleri veya üç boyutlu ölçüm cihazları kullanarak ölçmek mümkün değil. “Mekanik olarak yapılmış bir ürünün teknik resmine göre yapılıp yapılmadığının tespitini” sağlayan mastar kontrolü ile imalat hataları tespit edilebiliyor. “Robotik sistem kullanmamıza rağmen mastar kontrolünü bypass edemiyoruz. Fabrikamızda hem üretimde hem de kalite kontrolde robot kullanımı yüzde 60’lara ulaştı.  Bir sene içinde robot kullanımını üretim bandında yüzde 90’lar seviyesine getirmeyi hedefliyoruz” diyen Aral, üretimlerinde robotik kullanımı yaygınlaştıracaklarını da vurguladı. Aral, “Robotun ölçemediği kısımlarda da mastar kontrolü devam ediyor. Bizim için önemli olan yüzde 100 ölçümün ve süreç kontrolünün sağlanması. Bunları yapmadığınızda bu adetlerde üretim olmuyor ve ürün güvenliğini sağlayamıyorsunuz” dedi.

“Kusursuz teknoloji yok”

Savunma sanayinde de kusursuz teknolojinin olmadığını belirten Aral, sözlerini şöyle sürdürdü: “Savunma sanayinde insan gücünü kalifiye olan ve kalifiye olmayan diye ikiye ayırmak gerekiyor. Savunma sanayinde kalifiye olmayan insan gücünü robot kullanımına dönüştürmek gerekiyor. Bilgisi, tecrübesi zengin, daha kalifiye personeli daha çok çalıştırmak bizim önceliğimiz olmalıdır. Kusursuz teknoloji diye bir şey savunma sanayinde yok. Uluslararası standartlarda üretim yapılarak, istenilen standartlar sağlanmış oluyor. Doğru ekosistemin kurulması, böl- parçala-yönet sistemi şart. A işini yapan B işini de yapsın denirse, sonuç sıkıntılı oluyor.”

“Silah kullanıcısının da sorumluluğu var”

Silahın doğru kullanımında silah sahibinin de sorumluluğu var. SYS, Canik Akademi çatısı altında hem kullanıcıya, hem kendi çalışanlarına hem de eğitmenlerin eğitimine katkı sağlıyor. “Türkiye’de kolluk ve askeri birliklerde görev yapan personel ciddi deneyim ve eğitime sahip” diyen Aral, şu değerlendirmelerde bulunuyor: “Silah sistemi tek başına kullanılan bir ürün değil. Bunun aksesuarları, kılıfları, fenerleri, optikleri bir sürü yan çözümü var. Bu yüzden tüm eğitimlerinin alınması bir silahın verimli kullanılması için önemli. Silahın bakımı ve idamesi çok önemli. Bizler bir ürünü tasarlayıp kalifiye ederken belli uluslararası standartlar çerçevesinde testler yapıyoruz. Bu testler, doğru bakım ve doğru kullanım rutinine göre yapılıyor. Eğer kullanıcı silahına doğru bakmazsa, aynı otomobilde olduğu gibi sıkıntı ve arazılar olur. Elbette kullanıcının da bu aşamada sorumluluğu var.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kanalakdeniz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.