ERTUGAN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
İŞTE O SUÇ DUYURUSU
T.C. ………….. CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA Müştekiler : ….. Vekili : …. Şüpheli : Cahit Özkan AK Parti Grup Başkanvekili – Denizli Milletvekili Suç Tarihi : 29.08.2021 Suç : Hakaret (TCK.m.125) Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama (TCK m. 216) İftira (TCK m. 267) https://www.youtube.com/watch?v=UV-SoIN19ug Şikayet Konusu Paylaşım Şüpheli, 29.08.2021 tarihinde Beyaz TV’de yayınlanan “Akılda Kalsın” programında yukarıda linki, aşağıda da deşifresi sunulan beyanlarında ve aynı videoyu yayınladığı sosyal medya paylaşımında; şahsım dahil tüm İYİ Parti Teşkilatlarını, parti üyelerimizi hatta oy veren seçmeleri kapsar bir biçimde alenen ve açıkça hakaret, iftira, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama suçlarını kararlılıkla işlemiştir; İYİ Parti nerden doğdu ? İYİ Parti malum olduğu üzere kasetlerle, kongrelerle milliyetçi hareket partisini dizayn etme girişimini başaramayan fetö nün kurdurttuğu partidir. Bu kadar net bir ifadedir bu. Bunu çok iyi biliyorlar. Ben demiyorum, biz Ak Parti Grup başkan vekili, milletvekili olarak bizim söylememizden ziyade İYİ Parti’nin kendi kurucuları arasında yer alan ve yeni partisini kuran, zafer partisini kuran Ümit ÖZDAĞ demedi mi ? Yani İYİ Partinin fetöyle nasıl bir ilişki içerisinde olduğu ve Genel Başkanlarının nasıl oradan gelen suflelerle hareket ettiğini ifade etti Genel Başkanları ne yaptı ? Fetöyle suçlanan yani Ümit Özdağın açıkça ortaya koyduğu belgeleriyle bilgileriyle ortaya koyduğu İstanbul İl Başkanını korumayı kendi Parti yöneticisini üst düzey yöneticisini kurucusunu korumaya tercih etti ve fetöyle ilgili mücadele verilmesi gerektiğini ifade eden yöneticisine değil Ümit Özdağa değil, Fetöyle suçlanan İstanbul İl Başkanına sahip çıktı. Onun için mesele Türkiye de biraz önce bahsetmiş olduğum cumhur ittifaki ve onun karşısında beş benzemenin ortaya koymuş olduğu ittifakın türkiye düşmanları destekli cumhur ittifakına ve bu milletin kendi ayakları üzerine aydınlık yarınlara yürüme mücadelesine karşı bir kalkışmadır biz asla türkiyenin asla 60 ların 70 lerin 80lerin o zilleç sürecine düşürülmesine müsade etmeyeceğiz, ve bütün ihanet odaklarıyla mücadele ettiğimiz gibi meclis çatısı altında bu millete kendi koltuk sevdaları uğruna ihanet içerisinde olanlarada müsade etmeyeceğiz. Şikayet Nedenlerimiz Şüpheli şikayet konusu beyanında ve akabinde de sosyal medya paylaşımında; yıllara sair bir strateji ile Devleti ele geçirmeye çalışan ve 15 Temmuz hain darbe girişimiyle de bunu nihayete erdirmeyi amaçlayan FETÖ ile tüm İYİ Parti teşkilatını ilişkilendirmiş, böylelikle; Genel Başkan Sn. Meral Akşener, Başkanlık Divanı, Genel İdare ve Kurucular Kurulu, Tüm Parti İl ve İlçe Başkanları, Tüm İYİ Parti üyeleri İYİ Partiye oy veren ve vermeyi düşünen tüm seçmenler olmak üzere herkesi, FETÖ Terör Örgütü üyeliği itham etmiş ve hedef olarak göstermiştir. Malum olduğu üzere; “Fetullahçı Terör Örgütü” yani FETÖ; elebaşı Fetullah Gülen’in talimatlarıyla, paralel yapılanma ve darbe planının etkin bir parçası olarak, 15 Temmuz gecesi hain darbe girişimini engellemeye çalışan kahraman polislerimizin, askerlerimizin ve vatandaşlarımızın şehit edilmesi talimatları dahil, darbe girişiminin tüm idaresi ve ülke yönetimine el konulduğu duyurulan bildiriyle, tüm kamuoyu nezdinde üst düzeyde korku, kin ve düşmanlık hissi uyandıran bir örgüttür. Hali hazırda da ülkemizin tüm kamu kurum ve kuruluşlarında tasfiye edilip edilmediği noktasında tereddüt ve kaygıların devam ettiği bir oluşumdur. FETÖ ile ilgili bir isnat sıradan bir yakıştırmanın çok ötesinde TCK m.125/1 de tanımlanan, muhatabının onur, şeref ve saygınlığımı rencide edebilecek nitelikte hatta VATAN HAİNLİĞİ ile eşdeğer bir “hakaret”tir. Bu isnat, TCK m. 267’de tanımlanan ve ağır sonuçları olan iftira suçuna da vücut vermektedir. Buna karşın aşağıda da örneği verileceği gibi, şüphelinin temelsiz suçlamalarına muhatap olanların FETÖ ile ilişiklerinin olmadığı Bağımsız TÜRK YARGISI tarafından verilen kararlar ile ortaya konulmuştur. Şüphelinin şikayet konusu konuşmasında, İYİ Parti ve teşkilatının FETÖ ile ilişiğine kanıt olarak gösterilen, İstanbul İl Başkanı Sn. Buğra Kavuncu hakkındaki isnatlar üzerine yürütülen soruşturma sonucunda; 31.05.2021 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından, Buğra Kavuncu hakkında “kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir (Ek.1) Bu karar 02.06.2021 tarihinde sosyal medya hesapları aracılığı ile tüm kamuoyuna ilan edilmiş, ayrıca birçok habere de konu olmuştur. Aynı zamanda hukukçu da olan şüpheli, şikayet konusu konuşmasında, itiraza konu edilmemiş olan Bağımsız Türk Yargısının bu kararını yok saymış ve müfteri Ümit Özdağ’ın, iftira olduğu Savcılık kararıyla ortaya konulmuş iddialarını tekrar tekrar gündeme getirilerek, halkı kin ve düşmanlığa sevk etme suçlarına ilişkin kastının varlığını ortaya koymuştur Bu vb. konuşmaların topluma yansımasına bir örnek; yakın zamanda Sn. Buğra Kavuncu’ya düzenlenen bir saldırının failinin basına yansıyan şu beyanlarıdır ‘…Sosyal Medyadan gördüğüm kadarıyla FETÖ’cü olduğunu düşünerek kendisini görünce bakıştık. Kendisinin bana imalı bakması nedeniyle kolumu savurdum…’ (Ek.2) Türk toplumunun önemli bir kesiminin, kendilerini taraftarı oldukları siyasi parti, görüş ve bakış açıları ile özdeşleştirdikleri, yapılan açıklama ve yönlendirmeler doğrultusunda reaksiyon gösterdikleri açıktır. Şüpheli ve şüpheli zihniyetine sahip kişilerin fütursuz açıklamalarının toplumdaki kutuplaşmayı artırmasından öte, kamu düzenini bozan sonuçları olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Anayasamızın 26. maddesi de, bu nedenle kamu düzeni ve güvenliğinin korunmasını, ifade hürriyetinin bir sınırlandırma nedeni olarak düzenlemiştir. Şüphelinin açıkça halkı kin ve düşmanlığa sevk eden eyleminin cezalandırılması, toplumsal barışın korunması bakımından zorunlu bir ihtiyacı karşılayacaktır. Şüpheli konuşmasında, tüm İYİ Parti ve teşkilatını toplumda travma yaratmış FETÖ ile ilişkilendirmiş ve FETÖ ile mücadelede bir hedef olarak göstermiştir. Oysa somut gerçeklere bakıldığında; FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞININ ARAŞTIRILMASI için Meclise sunulan 16.05.2019 tarihli “Meclis Araştırma Önergesi”, bizzat İYİ Parti grubu tarafından verilmiş, bu önerge şüphelinin Grup Başkan Vekili olduğu siyasi parti grubu ve şüpheli tarafından reddedilmiştir. Kaldı ki, Grup Başkanvekili de olan Şüpheli, bahsetmiş olduğu konuların gerçeklik payının olduğunu samimi bir şekilde düşünüyor olsaydı, anılan önergeye ret yerine kabul oyu vermesi ve “meclis çatısı altındaki bu mücadeleye çok daha önce destek olacağı ya da en azından engel olmayacağı açıktır. Bu halde şüphelinin, İYİ PARTİNİN FETÖ TARAFINDAN KURULDUĞU VE BU ÖRGÜT TARAFINDAN VERİLEN SUFLELERLE HAREKET ETTİĞİ vb. beyanları, somut gerçekler ve kendi siyasal duruşlarıyla çelişmekle kalmamakta, milleti ayrıştırmak, İYİ Parti camiasını hedef göstererek siyasi ikbal ve çıkar sağlamak amacına hizmet etmektedir. Halihazırda İYİ Parti ve teşkilatını FETÖ’cü olmakla itham eden ve hedef gösteren şüphelinin, aşağıda belirtilen linklerdeki konuşmalarında; CEMAATİ BİR TERÖR ÖRGÜTÜ OLMADIĞINI BEYAN EDEREK SAVUNDUĞU https://www.dailymotion.com/video/x7ue8an Yine Fetö tarafından tertip edildiği tüm kamuoyunca bilinen Balyoz Davası mağdurlarını yargılayan ve şu an büyük bir çoğunluğu hükümlü yahut yurtdışına kaçmış olan FETÖ’CÜ HAKİM VE SAVCILARI DA DESTEKLER NİTELİKTE KONUŞMALAR YAPTIĞI görülmektedir. https://youtu.be/IJFXkCke8xchttps://youtu.be/zG_XcRVOTpU Bu “güzelleme” olarak nitelendirilmesinde tereddüt olmayan konuşmalar karşısında; şüpheliden konuyu kamuoyu nezdinde açıklığa kavuşturması beklenir. Kaldı ki, şüphelinin Grup Başkan Vekili olduğu , AK Partinin Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 17/25 Aralık süreci ve devamındaki 15 Temmuz darbe girişimine gelen süreç içerisinde; “Allah’ım ve milletim affetsin” diyerek halkından özür dileme gereği duyduğu da bir başka gerçektir. Bir diğer yandan şüphelinin, Ümit Özdağ’ın İYİ Parti ve teşkilatını FETÖ ile ilişkilendirdiği (aksi savcılık kararıyla ortaya konmuş) iddiaları itibar edilmesi gereken iddialar ise; aynı şekilde iktidar partisinden ayrılan Deva ve Gelecek Partililerinin, eski bakanların, ödül verdikleri eski işadamlarının parti ile yollarının neden ayrıldığı ve sair anlatımlarına da itibar edilmesi, bu anlatımların da ciddi bir kamuoyu denetimine ve hatta yargısal denetime de tabi tutulması zorunludur. Özetle İYİ Parti ve teşkilatı, bugüne değin değil FETÖ ile ilgili değil bir güzelleme, her platformda söz konusu örgütün silahlı bir terör örgütü olduğunu defalarca dile getirmiş ve siyasi kanadının araştırılması Meclise Önerge vermiş bir teşkilattır. Şüphelinin eyleminin hakaret ve iftira suçunu teşkil ettiğinde tereddüt yoktur. Şüpheli, İYİ Parti ve içinde bulunduğu ittifaka, Türkiye’nin aydınlık yarınlara yürüme mücadelesine karşı bir “kalkışma” yakıştırması yapsa da, bu tabirden ne anlaşılması gerektiği 15 Temmuz 2016 tarihinde tüm halkımız tarafından acı bir şekilde öğrenilmiştir. Son derece temelsiz olan bu benzetme sadece, toplumda travma yaratmış FETÖ konusunda duyarlılığı çok yüksek olan Türk Halkını, kin ve düşmanlığa sevk etme amacına hizmet etmektedir. Sonuç : Yukarıda açıklanan ve re’sen bulunacak sair nedenlerle; şüpheli hakkında gerekli kovuşturmanın yapılarak kamu davası açılmasına karar verilmesini bilvekale saygılarımla arz ederim.